'Her şeyleri var ama arkadaşları yok'
Haber: Zehra Dülger, Can Budak, Melis Tabak
Adınız?
Ceyda Okanlı
Mesleğiniz?
Muzipo'da yöneticiyim.
-90’lı yılların çocuklarıyla 2000’li çocukların arasında ne gibi farklar var?
Doksanlı
yılların çocukları daha çok yaşıtlarıyla beraber oynayabilen, sokakta oynama
kültürünün devam ettiği çağda büyümüş çocuklardı. Temel
ihtiyaçları oyun oynayabilmek, oyuncak elde etmekti ama şu an temel ihtiyaçları arkadaş bulmak oldu. Çünkü anneler artık daha çok çalışıyor. Çocuklara, babaanneler, anneanneler veya bakıcılar bakıyor. Çocuklarına zaman
ayıramıyorlar. Mesela, böyle bir ihtiyaçtan dolayı Muzipo kurulmuş.
-Muzipo’nun kurulma amacı nedir?
Şimdiki
çocukların hareket edecekleri alanlar yok, arkadaşları yok. Muzipo bu
şikayetler üzerine kurulmuş bir oluşum. Türkiye’nin ilk çocuk hareket üssü
misyonuyla ortaya çıkmış. Çocuklar buraya gelerek kas gelişimlerini şekillendirecek hareketler yapıyorlar. Çünkü artık hiçbir fiziksel aktivite yapmıyorlar. Okullara yürüyerek değil servisle gidiyorlar, tabii eğer sitede yaşamıyorlarsa, oyun oynayacak alanları yok. Dolayısıyla nasıl hareket
edeceklerini, nasıl düşeceklerini hatta nasıl tırmanabileceklerini
bilmiyorlar. Muzipo bu amaçla kurulmuş bir yer. Örneğin
aileler 'Çocuklarımız çocuk görmüyor' gibi şikayetlerle geldiği için yeni oyun grubu oluşturduk. Çünkü
çocuk görmeye ihtiyaçları var. Yeni çağın her şeyi var. Bilgisayarları,
tabletleri var ama hareketsizler ve arkadaşları yok.
90’lı yılların başlarında doğmuş
çocuklar dışarda oynayabiliyordu. Fakat 2000’li yıllarda doğmuş çocuklarda bunu
pek göremiyoruz. Neden?
O
zamanlar aile kültürü daha çoktu. Aileler birbirlerini yakından tanıyordu.
Artık her şeyden korkar hale geldik. Kötülükler çoğaldı diyebilir miyiz
hayır ama kitle iletişim araçları artık daha çok olduğundan
kötülükler duyulur hale geldi. Bu da aileleri korkuya itti. Kimse çocuğunu
sokağa bırakmak istemiyor. Gözünün önünden ayırmak istemiyorlar.
Ailelerinde
bunda hatası oluyor haliyle. Biraz da hareketsizliğe ailelerde itiyor. Bunda
televizyon ve internetinde büyük payı var. Anne mesela kafasını dinlemek
istiyor çocukların ’Hadi sen git biraz televizyon izle veya bilgisayar oyna’
diyor. Bunun yerine çocuklarını sokağa çıkartsa daha iyi olur ama bu sefer de çocuklarını takip etmeleri gerekecek bunu yapmıyorlar. Sonuç olarak hareketsiz çocuklar yetişiyor.
Sokakta oynama kültürü bitti
mi?
Bence
artık bu kültür geri gelmez. Eskiden sokakta oynanan oyunlar çok önemli değerlerdi örneğin seksek,
yakar top. Artık onlar bile kayboluyor. Buraya gelen
çocuklarda gözlemliyoruz. Bazen bu tarz mahalle oyunlarını oynatmak istiyoruz
çocuklara ama çocuklar bilmiyor. Kurallarını bilmiyor, isimlerini bilmiyor. O
eski oyunlar da kaybolmaya yüz tutmuş değerler bence. Geriye dönüş artık
imkansız gibi.
Çocukların sokağa çıkamaması öz güven
kaybı oluşturur mu?
Vücudu
kullanabilmek, öz güveni geliştiren en temel ihtiyaçlardan bir tanesi. Çünkü
bedenini kullanabilmek, her şeye hakim olma duygusunu geliştiriyor. Mesela
çocuğun bakkala gidip gelmesi bile çok önemli. 'Başardım' duygusu oluyor ve çocukların
kendine güveni gelişiyor.
Buraya gelip oyun oynayan
çocuklarda bilgisayar oynama isteği oluyor mu yoksa
burada mı kalmak istiyorlar?
Genelde buradan gitmek istemiyorlar. Burada oyun oynamanın tadını aldıklarında, bilgisayarlarını unutuyorlar. Sadece bunun için gelen anneler oluyor bazen. 'Çocuğum bilgisayar başından kalkmıyor, biraz hareket etsin' diyerek çocuklarını bize getiriyorlar.
*Fotoğraflar internetten alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder